Kuş Ne Yana Öter Kitap Özeti
Kuş Ne Yana Öter Kitap Özeti
Bugün hesapladım tam on buçuk yaşındayım.Anneme göre daha adam olmam için daha kırk fırın ekmek yemek gerekir.Oysa ben geçen yaz olanlardan sonra büyüdüm. Kollarım, bacaklarım ayak numaram değişmedi. Yine otuz sekiz numara ayakkabı giyiyorum.
Pantolonlarım biraz kısa gelse de yine giyerim. Ama ben büyüdüm. Büyümek başka türlü oluyor. Büyüdüğümü ne annem, ne babam , ne de arkadaşlarım anladılar. Olsun ben biliyorum. Size geçen yaz olanları anlatmak istiyorum . Kimselere anlatmadım. Hele büyüklere anlatmaya hiç niyetim yok kızarlar.Üstelik bir şey anlayacaklarını sanmıyorum . Bu önemli sırrımı anlatmadan önce bir giriş yapmalıyım.İşte başlıyorum:Evde dört kişisiyiz. Annem,babam,ben ve küçük kız kardeşim.Arada bir anne annem gelir.Onu severim.Beni dinler.Her şeyi anlatırım ona ama geçen yaz olanları anlatmadım . Babamın oyuncak tabanca , iğne iplik , süpürge , boya yani her şey satan bir dükkanı var.Babam dükkan camının üstüne yeşil ,sarı boyalı kocaman bir tabela asmıştı.Tabelada “hak yemez pazarı- hakkı hak yemez ”yazısı okunur.Dükkan küçüktür iki kişi bir araya geldi mi üçüncüye yer kalmaz.
Oda kapıda bekler .İçerisi çok karışıktır ama babam istenileni hemen bulur.Bense dakikalarca ararım.Babam Pazar günleri dükkanı açmaz.Evde oturur.Buruşuk kağıtlara yazdığı rakamı özenle kocaman bir deftere geçiriyordu.Pazarları hep bunu yapıyordu.Yüzü her zaman solgundu.Yüzünün neden solgun olduğunu geçenlerde öğrendi.Babam hiç güneşe çıkmaz ondan ayak damarları şişti.Ne olacak ayakta durmaktan.Her akşam buda hayat mı?diye söylenerek ayaklarını tuzlu ılık suya koydu.Ertesi gün yine güneş doğmadan dükkana gitti.Bazen ona yardım etmek için dükkana gidiyorum.Ama babamın alıcıları kaçırmamak için yoksa alıcılar yan taraftaki Hüseyin tuhafiyeye gidiyorlar.Döktüğü dilleri görünce canı sıkılıyordu.Annem eğer bir şey söylemek istiyorsa cevabı evet ise başını eğerek hımm der. Eğer cevabı hayır ise başını kaldırarak hımm der.Aradan biraz zaman geçer ve evimize bir konuk gelecekmiş gibi telaş içindeydi.Evi her gün temizlerdi.Elimi yüzümü bir güzel yıkamadan sofraya oturmam.Geçen yaz olanlar mahallenin uzun zamandır boş duran tek göz gece kondusuna elinde tahta bavulu,sırtında yatağıyla “esrarengiz yabancı” nın gelmesiyle başladı.O gün hemen herkes birbirinin kulağına yeni geleni gördün mü? Diye söylenen sözler fısıldadı.Kimmiş ,neymiş, nesiymiş diye sorular sordular.Yanıtlar alındı.Kadınlar karısı olup olmadığını ,erkekler nerede çalıştığını biz çocuklarda tahta bavulunda bütün mahalleyi yok edecek bir bomba bulunup bulunmadığını merak ediyorduk.İki gün sonra her şeyin olup olmadığını öğrendik.Ve birbirimizle iyi geçindik ve hep bunu mutlu bir şekilde sürdürdük.
sağol